4 Mart 2013 Pazartesi
AVRUPA’DA ARICILIK VE APİTERAPİ
Bilecik Halk Eğitim
Merkezi Müdürlüğünün 2011 yılı
Leonardo da Vinci Hareketlilik
proje çağrısına hazırlayıp sunmuş
olduğu “Avrupa’da Arıcılık ve
Apiterapi” isimli proje T.C. Avrupa
Birliği Bakanlığı AB Eğitim ve
Gençlik Programları Merkezi
Başkanlığı tarafından kabul
edilmiştir. Sonrasındaki süreçte
projeye 2011-1-TR1-LEO03-26939
numarası verilerek proje toplam
bütçesi olan 20.666€ Avrupa Birliği
tarafından proje amaçlarının gerçekleştirilebilmesi için hibe olarak
tahsis edilmiştir.
Projenin yurtdışı ortakları Romanya Arıcılık Araştırma ve
Geliştirme Enstitüsü ve İsveç Çiftçi Federasyonudur. Projenin yerel
ortakları ise Çanakkale ve Bilecik İlleri Arı Yetiştiricileri Birlikleri,
İstanbul Bal Üreticileri Birliği ve Doğa Arıcılık Ticaret Ltd. Şti.’dir.
Projede gerçekleştirilmesi planlanan hareketliliklerinden
ilki 10-18 Mart 2012 tarihleri arasında 8 kişilik ekip ile İsveç
Çiftçi Federasyonunun misafiri olarak Stockholm ‘e gidilerek
gerçekleştirilmiştir. Bu ziyaret; bu kuruluşun yapılanmasının
incelenmesi, çiftçilere sağladıkları faydalar, arıcılık konusundaki
faaliyetleri ve İsveç arıcılığı hakkında bilgiler alınarak ülkemizdeki
uygulamalar ile karşılaştırılarak iyi uygulamaların yaygınlaştırılmasını
amaçlamıştır. Toplantıların yanı sıra arı çiftlikleri de yerinde ziyaret
edilmiştir. Projenin ikinci hareketliliği ise 8 kişilik ekip ile 23-30 Nisan
2012 tarihleri arasında merkezi Bükreş‘te olan Romanya Arıcılık
Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü’ne gidilerek gerçekleştirilmiştir.
Bu ziyaretin amacı ise; Enstitünün yapısı, çalışmaları ve çiftçilere
sağladıkları faydalar hakkında ve Romanya’nın arıcılığı konusunda
bilgiler alarak yine iyi uygulamaların ülkemizde yaygınlaştırılmasını
amaçlamaktadır.
Hareketliliklerden çıkarılan sonuçların en başında arıcılık
denildiğinde bal ve polen dışında ürünlerinde olduğu ve proje ortağı
olan ülkelerde üretimlerinin ciddi ölçüde yapıldığıdır. Hatta Romanya’da
Enstitü bünyesinde faaliyet gösteren arı ürünlerinden yapılan ilaçlarla
tedavi ve tedaviyi destekleyici hizmetler veren bir kliniğin olduğudur.
Bu ürünlerin Enstitü adına satışını gerçekleştiren bir eczane olduğu
da görülmüştür. İsveç hareketliliğinden akılda kalan en önemli şey ise
örgütlenmenin çok iyi olduğudur. Yalnızca bir kovan arısı olan üretici
bile çiftçi federasyonuna üye olabilmektedir. Her iki ülkede Avrupa
Birliği üyesi ülkelerden olması nedeniyle arıcılık ürünlerinin üretiminde
ve muhafazasında kalite standartlarına oldukça önem vermektedir.
İspanyadan sonra Romanya arıcılık konusunda AB desteklerinden en
fazla yararlanan ülkedir. Bazı konularda bu desteklemelerimin %100’ü
bulduğu, yetkililer tarafından bildirilmiştir.
Ülkemizde arıcılık verilerine bakıldığında koloni varlığı ve
toplam bal üretimi bakımından Dünyada 2. sırada yer almamıza
rağmen koloni başına ortalama bal üretimi bakımından ise Dünya
ortalamasının gerisinde olduğumuz bilinmektedir. Bu tablonun
değişmesi için arıcılık konusunda daha fazla proje yapılıp hayata
geçirilmelidir. Onaylanan bu ve bunun gibi projeler sayesinde arıcılık
konusundaki bilinçli üreticiler artacak ve bu sayede kalite ve verimde
artış olacaktır. Türkiye‘nin yakın gelecekte arıcılık konusunda Dünya
pazarlarında kalite ve ürün miktarı açısından rekabetçi bir konumda
olacağına tüm samimiyetimle inanıyorum. Bunun gerçekleşmesine
katkı sağlayacak başta üreticilerimize, araştırmacılarımıza, Kamu
Kurum ve Kuruluşlarımıza, yerli ve yabancı fon kaynaklarına (Dünya
Bankası, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler Gıda Tarım Örgütü vb.)
teşekkürlerimi sunarım.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder