4 Mart 2013 Pazartesi

Organik-Ekolojik Arıcılık


Organik-ekolojik arıcılıkta tercih
bal arısı kolonilerinde doğal bile olsa hiç
ilaç veya kimyasal kullanılmamasıdır.
Fakat bugün bunu yapabilmek oldukça
zor görünmektedir. Dünyadaki çalışmalar
bu yöne doğru kaymaya başlamış fakat
net bir başarı henüz elde edilebilmiş
değildir. Bu konudaki çalışmalar giderek
artmakta ve varroa konusunda tecrübeli
araştırmacılardan kurulu uluslararası
ekipler kurulmaya çalışılmaktadır.

Organik asitler ve esansiyel yağlar
dışındaki ilaçlar hem kalıntı ve hem de
Varroa’nın direnç kazanmasına neden
olmakta ve kullanımı kolay olduğundan
en çok kullanılan ilaçlar durumundadır.
Organik asitler kullanımı zor ve dikkat
gerektiren, Esansiyel yağlar ise ağır kokusu
nedeni ile yine stres faktörü ve hatta bazen
ana kayıplarına neden olabilmektedir.
Organik asitler zaten balın ve yediğimiz
diğer besinlerin yapısında olduğundan kalıntı sorununa yol
açmazlar. Bu zamana kadar bu ilaçların kullanımından dolayı Varroa
direnci rapor edilmemiştir. Fakat uygulaması zor ve tehlikelidir.
Diğer ilaçlar gibi balözü akımı
dışında kullanılması tavsiye edilirse de
diğer ilaçlardan farklı olarak gerekirse yılın
her mevsim ve sezonunda kullanılabilir.
Bu çok önemli bir avantajdır. Örneğin;
Formik asit kolayca buharlaştığı için nektar
akımına yakın zamanda bile kullanılsa
kısa zaman içinde kovandan atılmaktadır.
Çünkü balözü akımının geç olduğu, bal
sırlamanın yavaş olduğu ve çam salgı
balı üreten arıcılarımız ilaçlamayı çok geç
yapmakta ve kış arıları çıkarmadan kışa
girdiğinden kayıplar çok yüksek seviyede
olmaktadır. Organik asitlerle bu sorun
çözülebilmektedir. Bu durumda bu asitlerin
arıcılarımıza uygulamalı bir şekilde
gösterilmesi, Varroa’ya dirençli kolonilerin
seçimi ve bunlardan ana arı üretilmesi ve
dolayısıyla genç ana kullanımı, besinin kıt
olduğu zamanlarda besleme ve mevsimsel
özellikle kış öncesi bakımın uygulamalı
bir şekilde gösterilmesi kayıpların en aza
inmesi bakımından önemlidir

Ekolojik-organik arıcılığın
bal ve diğer arı ürünlerinde sorun
olan kalıntı ve ihraç sorunlarının
çözümünde anahtar rol oynaması
beklenmektedir.
Kalıntı sorununu çözmenin
en önemli yolu ülkemizde kademeli
bir şekilde ekolojik-organik arıcılığa
geçiş olacaktır. AGAM’ın TAGEM
projesi ile üretmeyi hedeflediği
varroa parazitine ve diğer
hastalıklara dirençli ana arı hatları
ile hem arı hastalıkları kontrol altına
alınabilecek ve hem de nihai hedefi
ekolojik-organik arıcılığın ülkemizde
geçiş esaslarını uygulamalı bir
şekilde gerçekleştirmektir (Resimler
17 ve 18).
Bal ve diğer arı ürünlerinin
organik yöntemlerle üretilmesi
durumunda bazı AB, ABD ve Asya ülkelerinde Kanser ve diğer birçok
hastalıkların tedavisinde ve klinik araştırmalarda kullanımları
araştırılmakta olup 90’lu yıllarda Api-Terapi (Arı ürünleri ile tedavi)
denilen bir bilim dalı gelişmeye başlamıştır. Hatta İngiltere’de
uluslararası Journal of ApiProduct and ApiMedical Science isimli bir
dergi elektronik olarak 2009 yılından
beri yayınlanmaya başlamıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

....

..............................