3 Mart 2013 Pazar

ORGANİK TARIMDA ORGANİK ARICILIĞIN YERİ


Organik üretim denilince ilk akla gelen doğadaki ekolojik
dengeyi koruyan, doğal kaynakların ve enerjinin optimum kullanımı
ile üretim miktarını değil kaliteyi ön planda tutan sağlıklı ve güvenilir
ürün alınmasını hedefleyen alternatif bir tarım sistemidir.
Organik tarım, günümüzde artık bütün dünyada yaygın talebe
sahip olan, henüz çerçevesi ve nitelikleri tam oturmamış, fakat
genel olarak insan sağlığı için zararlı olabilecek her türlü girdi

ve unsurlardan uzak, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü
ve sertifikalı, eko sistemde bozulan ve kaybolan doğal dengeyi
yeniden kurmaya ve korumaya yönelik, çevre dostu tarımsal ürün
üretim ve işleme tekniklerini ifade etmektedir.
Son yıllarda artan nüfusa paralel olarak tarım ve gıda bilimlerindeki
üretimi artırmaya yönelik teknikler toplumsal hastalıkların,
alerjilerin, dengesiz beslenme alışkanlıklarının, pestisid, hormon
ve antibiyotik kalıntılarının ortaya çıkmasına ve genel yaşam
kalitesinin azalmasına neden olmuştur. Tüketici gıdanın kaynağını,
güvenilirliğini, işleme ve depolama koşullarını, bulaşma risklerini
sorgulamaya başlamıştır. Bu durum sağlıklı ve kaliteli ürün üretimi
ve tüketimi için yeni bir üretim tarzı, geleneksel tip tarıma alternatif
olarak ortaya konmuş ve değişik ülkelerde Ekolojik, Organik veya
Biyolojik Tarım isimleriyle anılmıştır. Bu çerçevede organik tarım,
“ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi
yeniden kurmaya yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemlerini
içermekte olup esas itibariyle sentetik kimyasal ilaçlar ve
gübrelerin kullanımının yasaklanmasının yanında, organik ve yeşil
gübreleme, münavebe, toprağın muhafazası, bitkinin direncini artırma,
parazit ve predatörlerden yararlanmayı tavsiye eden, bütün
bu işlemlerin kapalı bir sistemde oluşturulmasını talep eden, üretimde
miktar artısını değil ürünün kalitesinin yükselmesini amaçlayan
bir üretim şekli” olarak tanımlanmaktadır.
Organik Arıcılık Nedir?
Arı yetiştiriciliği
ile bal, arı sütü, polen,
balmumu, propolis
ve arı zehri gibi ürünler
elde edilmektedir. Elde
edilen bu ürünler hem
gıda maddesi hem de
birçok hastalıkların tedavisinde
yaygın olarak
kullanılmaktadır. Hedeflenen bu yararların arı ürünlerinden sağlanabilmesi
için organik arı ürünleri üretimi ve tüketimi gerekmektedir.
Organik arı ürünleri ise ancak organik arı yetiştiriciliği ile elde
edilebilir.
Doğada bulunan nektar, polen, su ve propolisin arılar tarafından
toplanarak çeşitli arı ürünlerine dönüştürülmeleri işleminde,
üretimden tüketime kadar tüm aşamalarında suni besleme ve
kimyasal ilaçlama yapmadan, organik tarım alanlarında veya doğal
yapısı bozulmamış florada her aşaması bir kontrol veya sertifikasyon
kuruluşunca denetlenen ve sertifikalandırılan arıcılık faaliyetlerine
organik arıcılık denmektedir. Organik arıcılığın uygulanması
için gerekli bazı kurallar bulunmaktadır.
Organik Arıcılık Kuralları
Arıcılık ürünlerinin organik üretim olarak nitelendirilmesi;
kovanların özelliklerine, çevre varyasyonuna, kolonilerin bakımına,
beslenmesine ve sağlığına, arıcılık ürünlerinin iyi bir şekilde elde
edilmesine, işlenmesine ve depolanması koşullarına bağlı olarak
değişmektedir. Organik arıcılığın 4 ana bileşeni şunlardır:
1- Koloniler için çevre kalitesi
2- Kovan bakımı ve besleme
3- Koloni sağlığı ve koruması
4- Ürün hasadı, işleme ve depolama

1- Koloniler için çevre kalitesi
Organik arıcılığın yapılacağı bölge ya geleneksel yöntemlerle
tarım yapılan bölgeden en az 3 km uzakta olmalı ya da tarım
yapılan bölge ilaç ve gübre gibi kimyasalların kullanılmadığı bir
bölge olmalıdır. Polen ve nektar kaynaklarına sentetik kimyasallar
atılmamış, endüstri merkezlerinden uzak ve şehir dışında olmalıdır.
Koloniler kirlenmeye yol açması muhtemel olan, kent merkezleri,
otoyollar, sanayi bölgeleri, atık merkezleri ve atık yakma merkezleri
gibi tarım dışı üretim kaynaklarından yeterli uzaklıkta olmalıdır.
Arı mer’ası nektar ve polen kalitesi yüksek bitkilerce zengin
olmalı ve temiz su kaynaklarına erişim kolay olmalıdır. Organik
arıcılık işletmesi toplam koloni sayısı arı mer’asının kapasitesi
ile uyumlu olmalıdır. Organik arı mer’aların önceden sertifikasyon
kuruluşu tarafından organik tarım kurallarına uygun olup olmadığının
tespiti yapılmalıdır. Mer’a ve otlaklarda kimyasal gübreleme
ve mücadele yapılmamış olması gereklidir.
2- Kovan bakımı ve besleme
Organik arıcılık için kullanılacak kovanlar, esas olarak çevreye
ve arıcılık ürünlerine zarar vermeyen ahşap gibi doğal malzemelerden
yapılmalı ve arıların biyolojik özelliklerine ve isteklerine uygun
ölçülerde olmalıdır.
Kolonilerin üretim dönemleri boyunca uygulanacak olan işlemler
organik üretimin esaslarına göre yapılmalıdır. İlkbahar dönemlerinde
koloni çoğaltma amaçlı yapılan bölmelerde kullanılan
kovan materyali ve uygulanan işlemler bu esasları bozmamalıdır.
Bu amaçla koloni oluşturmada kullanılan ana arı, kovan ve temel
petekler organik üretim tesislerinden temin edilmelidir. Örneğin
kovanların yapımında kullanılan yapıştırıcı ve boyalara dikkat
edilmelidir. Özellikle kovanların dayanıklılığının artırılmasında sadece
propolis, balmumu ve bitki yağları gibi doğal ürünler kullanılmalıdır.
Üretim sezonu sonunda kolonilere kışı geçirebilmeleri için
ek beslemeye gerek olmadan yeterli miktarda bal verilmelidir. Kolonilere
mümkünse ek besleme yapılmamalı, yapılması zorunlu ise
beslemede kullanılacak ürünler organik ürünler olmalıdır.
3- Koloni sağlığı ve koruması
Geleneksel tip arıcılıkta hastalık ve zararlıları kontrol etmek
için genelde kimyasallar kullanılırken organik arıcılıkta ya hastalık
oluşmaması için gerekli önlem alınır ya da organik üretime zarar
vermeyecek ürünler veya yöntemler tercih edilmektedir. Yerel çevre
koşullarına adaptasyon yeteneği yüksek, hastalık ve parazitlere
karşı dirençli genotipler kullanılmalıdır. Ana arılar düzenli olarak
yenilenmeli, ana arıya kanat kesme işlemi yapılmamalı ve erkek arı
üretimi kontrol edilmelidir. Petekler düzenli olarak yenilenmeli, kesinlikle
saf ve steril bal mumundan yapılmış temel petekler kullanılmalıdır.
Sezon sonunda kovanlarda kaliteli ve yeterli miktarda olgunlaşmış
bal ile polen bırakılmalıdır.
Arı hastalıkları ile mücadele amaçlı olarak kullanılacak antibiyotikler
ve diğer ilaçlar mutlaka arılar için ruhsatlandırılmış olmalı
ve bunlar sadece nektar akımı dönemi dışında ve hasta kolonilerde
kullanılmalıdır. Eğer kimyasal ilaç kullanılması zorunlu ise

veteriner kontrolünde organik üretim dahilinde ilaçlama yapılmalı
ve tedaviden sonra ilaçlamanın yapıldığı kolonilerdeki tüm petekler
yeni peteklerle değiştirilmelidir.
4- Ürün hasadı, işleme ve depolama
Hasat sırasında ballı petekleri arılardan ayırmak için sentetik
arı sakinleştiriciler hiçbir koşulda kullanılmamalı, basınçlı hava
vererek ya da petekleri silkeleyerek arılar ballı peteklerden uzaklaştırılmalıdır.
Hasatta yavru bulunmayan peteklerdeki balların alınmamasına
özen gösterilmeli ve sadece olgunlaşmış ballar hasat
edilmelidir. Hasat sonrasında bala ısı uygulaması yapılmaması; balın
enzim kaybına uğramaması, balın bileşenindeki şekerlerin yanmaması,
balın renginin değişmemesi yani balın doğal yapısının bozulmaması
için en doğru yoldur.
Organik olarak üretilen balları ambalajlamak için kullanılan
kaplar ahşap, cam ve özel üretilmiş organik malzemeden yapılmış
olmalıdır. Ambalaj üzerine yapıştırılan etiketlerde; balın özelliği ve
organik olduğu açıkça yazılmalı, hasat yılı, kime ait olduğu ve organik
üretim yönetmeliğine uygun üretilip üretilmediği açıkça yazılmalı,
organik ürün logosu bulunmalı, sertifikasyon kuruluşunun
adı, logosu ve sertifika numarası bulunmalı, organik ürünün üretim
yeri, üretim ve son kullanma tarihi belirtilmelidir.
Sonuç
Türkiye sahip olduğu geniş mer’a alanlarının yanı sıra zengin
bitki örtüsü ile de arıcılıkta önde gelen sayılı ülkeler arasında
yerini almıştır. Ancak çok az sayıda profesyonel ve göçer arıcılarımız
bulunmaktadır. Hala geleneksel tip arıcılığın yoğun olmasından
kaynaklanan verim bir türlü istenen seviyeye çıkarılamamaktadır.
Organik bal üretiminde ise verim daha da sınırlı olacağından ülkemizde
yapılması gereken organik arıcılığın, profesyonel ve arıcılık
bilgisine sahip bilinçli arıcılar tarafından uygun eko sistem şartlarında
doğallığı bozulmamış kırsal bölgelerde yapılması düşünülmelidir.
Her ne kadar organik arıcılığın zorunlu kurallar çerçevesinde
yapılıyor olması üretici açısından üretim kaybı gibi görünse de
organik arı ürünlerinin raflardaki fiyatı cazip hale getirilerek bu kayıplar
giderilmekte ve üreticiler tarafından organik arıcılık kısa sürede
ve kolayca benimsenebilmelidir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

....

..............................