4 Mart 2013 Pazartesi

Organik Arıcılık


Son yarım asırda tarımdaki teknolojik gelişmelere paralel
olarak yoğun ilaç ve gübre kullanımı verimde önemli artışlara sebep
olmuş, ama bu artışa karşılık çevre ve insan sağlığına önemli zararlar
vermiştir. Bu olumsuz etkiyi ortadan kaldırmayı amaçlayan gelişmiş
ülkeler, organik tarım üretimini geliştirme ve yaygınlaştırma çalışmalarına
başlamışlardır.

Organik tarım, biyoçeşitliliği, biyolojik dengeyi ve toprağın
biyolojik aktivitesini geliştiren ve artıran bir ekolojik üretim yönetimi
sistemidir. Sistem, işletme dışı girdilerin minimum kullanımına
ve ekolojik uyumu düzenleyen ve devamını sağlayan yönetim
uygulamalarına dayanmaktadır (Anonymus, 1999). Organik tarım,
entegre, insani, çevresel ve ekonomik olarak sürdürülebilir tarımsal
üretim sistemlerini oluşturmayı amaçlayan bir yaklaşımdır (Lampkin,
1994).
Avrupa ülkelerinde organik tarıma geçiş, tabandan gelen
bir yaklaşımla, kullanılan girdilerin çevre ve insan sağlığı üzerindeki
olumsuz etkilerini dikkate alan duyarlı üreticiler yolu ile olmuştur.
Oysa Türkiye’de, bu durumun aksine tepeden gelen bir istekle,
dış alıcıların Türkiye’nin geleneksel tarım ürünlerinin ekolojik olarak
üretilmelerini talep etmeleri ile başlamıştır (Aksoy ve Altındişli,
1999).
Organik üretim çalışmalarına Türkiye’de 1980’li yıllarda
başlanmış 2000 yılından itibaren de ciddi boyutlara ulaşmıştır.
Türkiye’de organik tarım faaliyetleri 1.12.2004 tarih ve 5262 sayılı
Kanuna ve 10 Haziran 2005 tarih ve 25841 sayılı yönetmelik ile
17 Ekim 2006 tarih ve 26322 sayılı “Organik Tarımın Esasları Ve Uygulanmasına
İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğe”
göre yapılmaktadır.
Organik tarım faaliyetleri içerisinde arıcılığın önemi büyüktür.
Organik arıcılık yapılan sahalarda çok kıymetli arı ürünleri elde
edilirken polinasyon yoluyla da bitkisel üretimin kalitesinin arttırılması
sağlanmaktadır. Arıcılık, çevrenin, tarım ve orman ürünlerinin
korunmasına, gelişmesine polinasyon (dölleme) ile katkısı bulunan
önemli bir faaliyettir.
Arı kolonilerinden arı ürünü olarak bal, arı sütü, balmumu,
polen, propolis ve arı zehiri elde edilmektedir Tutkun ve Boşgelmez,
2003). Türkiye, doğal yapı ve nektar kaynakları bakımından çok zengin
olup, beş milyonu aşkın koloni varlığı ile de oldukça önemli bir
potansiyele sahip konumdadır.
Organik arıcılık; doğada bulunan nektar, polen, su ve propolisin
arılar tarafından toplanarak çeşitli arı ürünlerine dönüştürülmeleri
işleminde, üretimden tüketime kadar tüm aşamalarında suni
besleme ve kimyasal ilaçlama yapmadan, organik tarım alanlarında
veya doğal yapısı bozulmamış florada her aşaması kontrollü ve sertifikalı
yapılan arıcılık faaliyetlerine denir (Kurt, 2007).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

....

..............................