4 Mart 2013 Pazartesi

DOĞAL BİR ÜRÜN PROPOLİS; YAPISI VE KULLANIM ALANLARI


Propolis “İşçi arıların bitkilerin filiz ve tomurcuklarından
topladığı, reçinemsi maddeleri ve bitki salgılarını başlarında
bulunan guddeler tarafından salgılanan enzimlerle biyokimyasal
değişikliğe uğratarak oluşturdukları kirli sarıdan, koyu kahverengine
kadar değişen renkte ve oda sıcaklığında yarı katı halde olan bir
maddedir”
şeklinde tanımlanmıştır (Anonim, 1989 d). Diğer bir
tanımla, Propolis bal arıları tarafından bitki tomurcuklarından,
ağaçların kozalak ve kabuklarından toplanan antibakteriyel,
antiviral, antifungal etkiye sahip reçinemsi bir maddedir (Şahinler,
1999; Kumova ve ark., 2002).
Propolis halk arasında “eğin mumu” olarak da bilinir. Ticari
anlamda propolis üretimi oldukça zor ve zaman alıcı olup üretim için
en uygun genotip Kafkas ve Anadolu ırklarıdır. Üretim için en uygun
bölgeler ormanlık alanlardır. Kovan girişinden toplanan propolisler
genellikle yabancı maddeler içerdiğinden düşük kalitededir (Genç
ve Dodoloğlu, 2011). Propolis üretimi yapan işletmelerde özel ızgara
şeklindeki plastik ekipmanlardan yararlanılır. Bu ekipmanlar kovan
iç çevresine yerleştirilerek arıların bu ekipmanlardaki aralıkları
propolis ile doldurması sağlanır. Propolis toplamaya çıkan arı önce
mandibulalarını kullanarak ön bacaklarının da yardımıyla propolisi
bitkilerden çekip koparır, ön ve orta bacakları ile arka bacaklarına
ve nihayet polen sepetçiğine aktarır (Genç ve Dodoloğlu, 2011).
Polen sepetçiği yeteri kadar propolis ile doldurulduğunda kovana
taşınır. Propolis genç işçi arılar tarafından 25–30 dakikada boşaltılır
(Burdock, 1998).
Genel olarak propolis, 60-69 ºC arasında erime noktasına
sahiptir (Woo ve Park, 1997). Düşük sıcaklıklarda sert, donmuş
halde bulunabilir ve 0 Cº ‘de kırılgan özelliğe sahiptir (Burdock,
1998). Propolis su ve hidrokarbon çözücülerde düşük, alkollerde ise
yüksek oranda çözünürlük gösterir (Campos, 1997).
Propolisin toplanmasında sıcaklık derecesi önemli bir rol
oynar (Hepburn ve Kurstjens, 1984). Genel olarak saat 10’dan sonra
toplama işi başlar ve saat ilerledikçe ve sıcaklık derecesi arttıkça
propolis toplama çalışmaları hızlanır (Kaal, 1992).
Özan (2006), bildirişine göre; Kaal (1992), tek arka ayakla
veya her iki ayakla akşamüzeri, propolis taşıyan arılar işaretlenmiş
ve gözlemlenmiş, propolis yükünün boşaltılması için onu güneşte
yumuşatmak gerektiği için, ertesi gün bu arıların öğlene kadar
güneşlendikleri görülmüştür. Genç ve Dodoloğlu (2011)’ e göre;
propolis yükü ile kovana gelen arılar bacaklarını kullanarak sıkıca
peteğe tutunurken, diğer arılar üst çeneleriyle asılarak propolisi
taşıyıcı arının polen sepetçiğinden parça parça alırlar. Arılar yaz
sonu ve en çok sonbahar aylarında kovana propolis taşırlar. Propolis kovanda depo edilmeyip ihtiyaç duyulan yerlerde kullanılır (Genç ve
Dodoloğlu, 2011). Bir yılda propolis toplamak için uygun gün sayısı
50 civarındadır (Kaal, 1992).
İşçi arılar bir seferinde ortalama 10 mg propolisi kovana
taşıyabilir. Koloni başına propolis verimine koloninin genetik
yapısı, gücü, üretim sezonu, bitki florası gibi çok çeşitli faktörler
etki etmekle beraber 50 ile 250 g arasında olduğu bildirilmektedir,
ancak bu rakamın 600 g’ a kadar çıkarılabileceği ileri sürülmektedir.
Üretilen propolisin temizliğini kontrol etmek için basit bir test
yapılmaktadır. Sert ve katı haldeki propolis iyice ezildikten sonra bir
miktar ılık su ile birlikte cam bir kavanozda iyice çalkalanır, yabancı
maddelerin dibe birikmesi sağlanır (Burdock, 1998).
Doğadan toplanan propolisten başka arıların sindirilemeyen
polen kabuklarını kullanarak yaptıkları bir propolis türü daha vardır
ki buna “balm” denir. Bu ikinci tip propolis arının midesinden elde
edilir. Proventrikülüste preslenen polen kabukları ösefagusa gelir
ve burada tekrar yoğurularak altın yeşili renkte propolis “balm” elde
edilir. Elde edilen bu madde, yavru gözlerinin pürüzlerinin giderilip
cilalanmasında, peteklere gereken sertliğin kazandırılmasında ve
yavru yetiştirilen gözlerin iç yüzeylerinin yavru çıkışından sonra
dezenfekte edilmesinde kullanılır. Balm’ın rengi zamanla koyulaştığı
için yavru yetiştirmede kullanılan gözler zamanla esmerleşir (Genç
ve Dodoloğlu, 2011).
Propolis’ in tıbbi alanda kullanımı çok eski çağlara
uzanır. Propolis, Mısır’ da mumyalama amacıyla kullanılmıştır
(http://www.kontak.it/e_storia.htm, 2011). Propolis antik çağdan
beri halk hekimleri tarafından boğaz, üriner enfeksiyonlar, egzama,
ülser, kötü nefes gibi rahatsızlıkları giderebilmek için kullanılmıştır
(Santos ve ark., 2002). Anadolu’da ise geleneksel olarak insanlarda
ve çiftlik hayvanlarında ayak ve deri problemlerinde, yaraların
iyileştirilmesinde ve çıbanlarda kullanılmıştır (Burdock, 1998).
PROPOLİSİN YAPISI VE FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ
Avrupa, Amerika, Asya ve Afrika’dan toplanan propolisler
kimyasal içerikleri bakımından farklılıklar gösterir (Scheller 1990;
Campos, 1997; Banskota ve ark., 2000).
Bal arıları için; Pinus spp. (Çam) reçineleri, Betula spp.
(Huş), Populus spp. (Kavak ve türleri), Aesculus hippocastonum
(Atkestanesi), Salix spp. (Söğüt), Alnus spp. (Kızıl Ağaç), Abies spp.
(Köknar), Prunus spp. (Erik), Ulmus spp. (Kara Ağaç), Quercus spp.
(Meşe), Fraxinus excelsior (Dişbudak) bitki türleri önemli propolis
kaynaklarıdır (Kumova ve ark., 2002).
Propolislerin farklı bölgelerden toplanmasına ve farklı
kimyasal içeriklere sahip olmasına rağmen, genelde aktif oldukları
ve benzer biyolojik özellikler gösterdikleri savunulmuştur (Banskota
ve ark., 2002). Propolisin toplandığı coğrafik bölge ve iklime bağlı
olarak içeriği değiştiği için standardize edilmesi pek mümkün
değildir (Banskota ve ark., 2000). Scheller (1990) çalışmasında;
propolisin bileşiminde, reçine, mumlu bitkiler, esansiyel yağlar,
polen, organik ve mineral maddeler bulunduğunu bildirmiştir.
Schmit,(1997) propolisin kimyasal bileşenlerinin ve bunların
biyolojik aktiviteleri ile ilgili çalışma yapmıştır (Çizelge 1).
Propolisin en temel bileşenleri fenolik bileşikler olup
bunların içinde en fazla tespit edilen bileşik flavanoidlerdir (Scheller
1990).Şahinler ve Kaftanoğlu (2005) yaptıkları çalışmada; Propolis
etanol ekstraktında yüksek konsantrasyonlarda aromatik asitler,
esterler ve diğer türevleri gibi propolisin antibakteriyel, antimantar,
antiviral, antienflamatuar ve antikanser özelliğinden sorumlu
benzyl sinnamat, metil sinnamat, kafeik asit, sinnamyl sinnamat
ve sinnamoylglcine gibi en yaygın bileşikleri yanında yağ asidi,
terpenoidler, esterler, alkoller, hidrokarbonlar ve aromatik asitler de
tespit etmişlerdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

....

..............................