4 Mart 2013 Pazartesi

BOMBUS ARILARININ SERALARDA KULLANIM OLANAKLARI


Bombus arılarının doğal ve kültür bitkilerinin
tozlaşmasındaki rolleri uzun süreden beri bilinmektedir. Ancak, bu
arıların tozlayıcı olarak cam ve plastik seralarda kullanılması ve bu
amaçla yıl boyunca kontrollü şartlarda yetiştirilmesi son yıllarda
gündeme gelmiştir.
Bu konuda, Belçika ve Hollanda gibi ülkelerde
araştırmalar yapılarak bombus arısı kolonilerinin kontrollü
koşullarda yetiştiriciliğinde önemli gelişmeler sağlanmıştır.
Kontrollü şartlarda yetiştirilen Bombus arısı kolonilerinin sera
bitkilerinde tozlayıcı olarak kullanılmaları, vibrasyon ve hormon
uygulamalarının alternatifi olarak hızla yaygınlaşmaktadır.
The possibilities of using bumble bees in greenhouses
Abstract
The role of bumble bees in pollination of natural and
cultivated plants has been known for a longer time. However, the
use of bumble bees as pollinator in glass and plastic greenhouses
and rearing bumle bee colonies in captivity for year-round has been
introduced in the recent years. By conducting studies on this subject
in Belgium and Holland a considerable improvement has been
made in the rearing of bumble bee colonies in captivity. Bumble
bees reared in captivity are being applied extensively for pollination
of plants in glasshouses in substitution for manual vibration and
growth regulators.
Giriş
Tozlaşma, başta böcekler olmak üzere değişik araçlarla
polen tanelerinin erkek organın başçığından dişi organın tepeciği
üzerine taşınması olayıdır ve çiçekli bitkilerde meyve ve tohum
oluşumu için gerekli koşullardan birisidir. Rüzgâr, su, yumuşakçalar,
kuşlar, memeliler (yarasa, bazı maymunlar vb.) ve böcekler en
önemli tozlaşma araçlarıdır. Bu tozlaştırıcılar arasında en etkili olanı
böcekler içerisinde yer alan ve yirmi binden fazla türü tanımlanan
arılardır. Tozlaştırıcılar hem biyolojik çeşitliliği sağlayarak hem
de bitkisel üretimde verim ve kaliteyi artırarak doğal ve tarımsal
ekosistemlere çok önemli katkıda bulunurlar (Özbek, 2002).
Arıların tozlanma yoluyla bitkisel üretime yaptıkları
katkıların arıcılık ürünlerine göre 10 ile 130 kat daha fazla
olduğu bildirilmektedir. Ayrıca tarla koşullarında (açık alanlarda)
polinatörlerin bu etkilerini belirlemek oldukça güç olmaktadır. Fakat

daha az faktörlerin etkili olduğu sera ürünlerinin polinasyonunda
bal arıları ve diğer arıların faydalarının saptanması daha kolaydır.
Bombus arılarının yetiştiriciliği ve polinasyon amacı ile kullanımı
ülkemizde bugüne kadar göz ardı edilen arıların polinasyondaki
rolleri konusunda ilginç bir örnek olup, arıların polinasyondaki
etkinliklerinin açık bir şekilde ortaya konmasını sağlamaktadır
(Gürel, 1997).
Bombus arıları, insanlık için büyük bir önem taşıyan pek çok
bitkinin polinasyonunda görev alan ve dünyada geniş bir yayılma
alanı olan çok değerli polinatör böceklerdir. Oldukça gösterişli,
çekici ve renkli bir görünüme sahip olan bu arılar, balarıları (A.
Mellifera L.)’na göre genellikle daha iri vücutlu ve tüylü, daha güçlü
ve daha yağmacıdırlar. Uzun dilleri sayesinde derin tüplü çiçekleri
ziyaret ederek düşük sıcaklıklarda, kötü hava koşullarında ve düşük
ışıkta bile çalışıp çiçekleri tozlayabilmektedirler (Doğaroğlu, 1993).
Bombus arıları (Bombus spp.) balarıları (Apis mellifera L.)’ndan farklı
olarak, bilinen haberleşme sistemlerine sahip olmadıkları için sera
içerisinde kalır ve ortamdaki bitkileri dolaşıp tozlarlar. Bu özellikleri
nedeniyle seralarda iyi bir polinatör olarak görev yapabilirler (Genç,
1995).
Bu makalede, bombus arılarının dünyada ve ülkemizdeki
tarihi gelişimi, üretimi, örtü altı tarımında kullanımı, verime olan
etkisi, bombus arısı ile tozlanmanın avantajları ve dezavantajları ve
bombus arılarının yaygınlaşmasını yavaşlatan nedenlere ilişkin bazı
bilgilerin sunulması amaçlanmıştır.
Dünyadaki Durumu
Bombus arıları (Bombus spp.)’nın polinatör böcek olarak
kültüre alınması ve seracılıkta kullanılmasına ilişkin çalışmalara
1887 yılında başlanmış daha sonraki dönemlerde çeşitli araştırıcılar
tarafından bu konuda değişik çalışmalar yapılmıştır (Doğaroğlu,
1986). Bombus arılarının örtü altı sebze yetiştiriciliğinde kullanımı
ile Hollanda ve Belçika’da serada yetiştirilen domates, biber ve
patlıcan üretiminde büyük bir artış sağlanmıştır. Daha sonra
bu uygulama diğer ülkelere de yayılmış ve Bombus terrestris
yetiştiriciliği bu ülkelerin tarımında önemli bir yer kazanmıştır
(Genç, 1995).
Bombus arılarının (Bombus terrestris) tozlaşmadaki etkinliği
uzun yıllardan bu yana bilinmektedir. İlk defa 1987 yılında veteriner
hekim Dr. Ronald De Jonghe, laboratuvar koşullarında bombus
arılarının üretimini gerçekleştirmiştir. Bu önemli gelişmenin
ardından örtü altı sebze yetiştiriciliğinde bombus arıları başta
Belçika ve Hollanda olmak üzere tüm Avrupa ülkelerinde
yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu konuda ticari olarak 1980’li yıllarda
kurulan firmalar üretim tesislerini dünyanın değişik yerlerinde de
kurarak bombus arılarının hızla yaygınlaşmasını sağlamışlardır.
Ülkemiz iklim kuşağında bulunan ve Avrupa ülkelerinin turfanda
sebze ihtiyacını büyük oranda karşılayan İspanya’da bombus
arılarının kullanımı % 90 ‘lı rakamlarla yılda ortalama 12000 kovan
potansiyeline ulaşmıştır (Ateş, 2000).
Günümüzde tarımsal üretimin arttırılması için hormon
kullanmaktadır. Ancak ekolojik tarımda tozlaşma hormonlar
ile değil çaprazlama yöntemi ile sağlanır. Bu amaçla bombus
arıları sera ve açık alanlarda yaygın olarak tercih edilmektedir.
Bombus arılarının tozlaşma dolayısıyla ekonomi üzerine etkisini
ilk keşfedenlerden birisi Darwin’dir. Darwin (1986), ilk olarak
orkidelerin tozlanmasında bombus arılarının etkilerini bilimsel
olarak incelemiş ve bu konuda değişik çalışmalar yaparak bombus
arılarının önemini belirtmiştir. İlerleyen yıllarda konuya olan ilgi
artmış ve bombus arılarının özellikle pek çok yem bitkisinin doğal
polinatörleri olduğu anlaşılmıştır. Ancak asıl önemli etkileri onların
seralarda tozlaştırma amaçlı kullanılabileceğinin anlaşılmasından
sonra olmuştur. Günümüzde çok sayıda firma bu arıları laboratuvar
koşullarında üretip dünya seracılarının hizmetine sunmaktadır
(Anonymous, 2007).
Ülkemizdeki Durumu
Ülkemiz tarımı ve arıcılığımızdaki gelişmelere rağmen bal
arısı ve diğer arı türlerinin bitkisel üretimin hayati noktasını
oluşturan tozlaşmadaki işlevleri yeterince anlaşılamamıştır. Bu
yüzden değişik arı türlerinin tozlayıcı olarak etkin kullanımı tarımsal

tekniklerimiz arasına girmemiştir. Oysa ABD, Kanada, Japonya ve
Avrupa ülkelerinde bal arıları yanında, teksel veya sosyal yaşam

sürdüren değişik arı türleri de bitkisel üretimde uzun yıllardır
kullanılmaktadır. Bu doğrultuda, özellikle sera koşullarında yapılan
bitkisel üretimde, istenilen dönemlerde tozlayıcı olarak kullanılmak
üzere bahsedilen arı türlerinin laboratuar şartlarında yetiştiriciliğine
son yıllarda büyük önem verilmiştir (Öztürk, 1996).
Bombus arıları, ülkemizde 1988–1989 yıllarında Avrupa’daki
gelişmeler ile birlikte konu olmaya başlamıştır. Ancak bu dönemlerde
bombus arıları polinasyon etkinliğinden çok, doğadaki kolonilerin,
yurt dışına ihracatı ile gündeme gelmiştir. Başlangıçta yasal olarak
gerçekleştirilen bombus arılarının ihracatı ve ithalatı Tarım ve
Köy İşleri Bakanlığının izni ile yasaklanmıştır. Bombus arılarının,
polinatör olarak kullanımı amacıyla ülkemizde ilk çalışmalar 1993
yılının sonlarında deneme amaçlı olarak başlamıştır. Tarım ve
Köy İşleri Bakanlığı’nın geçmişteki olumsuz gelişmelerden dolayı
bombus arılarına yaklaşımı temkinli olmuş ve ithalat miktarlarına
getirilen kısıtlamalardan dolayı mevcut talebin karşılanması ilk
yıllarda mümkün olmamıştır. Yeni firmaların da katılımı ile Tarım
ve Köy İşleri Bakanlığı üretimin Türkiye’de yapılması koşulu ile
1997–1998 yıllarında bombus arılarının ithalatına fazla kısıtlama
yapmadan izin vermiştir. Başlangıçta Belçika, Hollanda ve İsrail’den
4 farklı firma, ithalat yaparak özellikle Antalya bölgesinde bombus
arılarının tanıtımı konusunda faaliyet göstermiştir. Tüm firmaların
üstün gayretleri ile olumsuz alt yapı koşullarına rağmen bombus
arıları beklenenin üzerinde ilgi görmüştür (Ateş, 2000).
Çizelge 1. Türkiye’de yıllara göre bombus arısı ithalat ve ihracat
değerleri (Gürel ve Gösterit, 2007).
Bombus Arılarının Örtü altı Tarımında Kullanımı
Türkiye, topografik ve iklim koşullarının uygun olması
nedeni ile bombus arıları faunası açısından çok zengindir (Özbek,
1983). Bombus arılarının daha iri ve daha tüylü olması, dillerinin
daha uzun olması, korolla tüpü uzun bitkileri ziyaret etmelerini
kolaylaştırdığı gibi, daha düşük sıcaklık ve ışık yoğunluklarında
çalışmaları, bu arıların doğada ve sera bitkilerinin döllenmesindeki
önemini arttırmıştır (Heemert at all, 1990).
Türkiye’de yaklaşık 18.000 hektar sera alanı bulunmakta ve
bunun % 50’sinde domates, % 15’inde biber, % 9’unda patlıcan
ve geri kalan % 26’sında salatalık, çilek, kavun ve diğer bitkiler
yetiştirilmektedir. Sera içerisinde yoğun insektisit kullanımı ve
polinasyonu sağlayan böceklerin yetersiz olması nedeniyle özellikle
kış aylarında seralarda yetiştirilen domates, biber, patlıcan ve
çileklerin döllenmesinde çok önemli sorunlarla karşılaşılmakta,
üreticiler partenokarp meyve üretimi amacıyla çeşitli hormon
ve büyümeyi düzenleyici kimyasal maddeler kullanmaktadırlar.
Tarımda gelişmiş ülkeler ise seralarda daha doğal organik meyve
ve sebze üretimi yapmak amacıyla bombus arısı kolonilerini
kullanmaktadırlar. Seralarda tozlayıcı olarak bombus arılarının
kullanımı ile daha bol, kaliteli meyve ve sebze üretilmekte,
üreticilerin gelirleri artmakta, böylece tüketiciler de kaliteli meyve
ve sebze tüketme olanağına sahip olmaktadır (Anonymous,
tarihsiz).
Antalya yöresi toplam 133.366 dekar kapalı alan varlığı
ile turfanda sebze üretiminde önemli bir konumdadır. Turfanda
sebze üretiminde pestisit ve değişik hormonların yoğun olarak
kullanılması gerek sağlık gerekse lezzet açısında iç tüketimin
gereken yeterli boyutlara ulaşmasını engelleyici bir faktör olarak
karşımıza çıkmaktadır. Üretimde verim ve kalite artışını sağlayan
bombus arılarının kullanılmaya başlanması ile iç tüketimi ve
ihracatımızı engelleyici faktörlerin zamanla ortadan kalkacağı
beklenmektedir (Ateş, 2000).
Sera ortamında yeterli tozlaşma olmadığında, bitki çiçeğinde
dişi organların döllenemeyen kısımlarında şekil bozuklukları
ortaya çıkabilmektedir. Meyve büyürken, döllenemeyen kısım
yarılabilmekte ve o kısımda bir boşluk oluşabilmektedir. Bu özellikle
iri taneli çileklerde sık rastlanan bir durumdur. Yani pazardan alınan
iri taneli bazı çileklerdeki tuhaflıklar hormonla ilgili değil, döllenme
süreciyle ilgilidir. Bombus arıları döllenmenin daha dengeli olmasını
sağlamakta, dolayısıyla da düzgün şekilli ve lezzetli çilek üretimine
yardımcı olmaktadır. Bombus arıları ile yapılan dölleme sonucunda
iç aksam tamamen çekirdek ile dolu ve büyüklükleri aynı olmaktadır
( Anonymous, 2007a; Anonymous, 2007b).
Bombus arıları her koşulda mükemmel dölleme yaparlar.
Hava şartları kötü ise bal arıları bundan etkilenir ve dışarı çıkmazlar.
Bombus arılarının bal arılarından diğer bir farkı ise bal arıları
dakikada 5 çiçeği döllerken bombus arıları 30–40 çiçeği dölleyebilir.
Bombus arıları sadece seralarda değil açık arazilerde de çok iyi

dölleme yaparlar (Yeninar, 1997; Anonymous, 2007c).
Çizelge 2. Türkiye‘de kullanılan bombus arısı koloni sayısı (adet) ve
arı kullanılan sera alanı (dekar) (Gürel ve Gösterit, 2007).
Bombus Arısı ile Tozlanmanın Avantajları
Örtü altı sebze yetiştiriciliğinde yaygın olarak kullanılan
bombus arılarının tozlanmadaki avantajları şu şekilde özetlenebilir
(Anonymous, 1998; Anonymous, 2007d);
• Verim artışı sağlanır. Üretimde bombus arıları kullanıldığında,
meyve sayısı ve meyve ağırlığında önemli bir artış olmaktadır.
Ortalama verimde, domates ve biberde % 20–25, patlıcan’da 7–10
oranında artış sağlanmaktadır.
• Homojen (tek tip) meyveler elde edilir.
• Kaliteli (ağır, dolgun, lezzetli vb) meyveler oluşur.
• Özellikle patlıcan ve domateste, hormon uygulamaları sonucu
nemden dolayı çok sık görülen Botrytis gibi mantar hastalıklarında
azalma görülür.
• 10 OC- 37 OC arasında hormon veya vibratör kullanımına gerek
kalmaz. İşçilik maliyetinden tasarruf sağlar.
• Meyvelerde hormon kalıntısı bulunmaz.
• Düşük ışık yoğunluğunda çalışabilirler.
• Dilleri bal arısına göre daha uzun olup, ağır olduklarından çiçeği
daha iyi vibrate ederler.
• Bombus arıları bir uçuşta 400 domates çiçeğinde tozlaşma
yapabilir, 1 dakikada 10–20 çiçeği ziyaret edebilir.
• Bal arıları Ocak- Nisan ayları arası aktiftirler, bombuslar ise bütün
yıl aktiftir.
• Bombuslar bitki çiçeklerini bal arılarına göre daha sıklıkla ziyaret
ederler, daha sadıktırlar ve haberleşme sistemleri çok gelişmiştir.
Bombus Arıları ile Tozlanmanın Dezavantajları
Örtü altı sebze yetiştiriciliğinde bombus arısı ile tozlanmanın
avantajlarının yanı sıra dezavantajları da söz konusudur. Bunlar şu
şekilde özetlenebilir (Anonymous, 1998);
• Küçük boy (mini tipi) kovanların 3–4 haftada bir, orta boy
kovanların 4–6 haftada bir, standart kovanların ise 6–8 haftada bir
değiştirilmesi gerekmektedir. Örneğin tek ürün yetiştiriciliğinde,
çiçeklenmenin başlamasından hasat sonuna kadar, küçük bir serada
3–4, büyük bir serada ise 6–7 kovana ihtiyaç vardır.
• Her kovan maliyeti artırır.
• Her seferinde aktivitesi fazla olan kovanlar tercih edilmelidir. Elde
kalmış, zamanı geçmiş, etkinliği azalmış, yaşlanmış arı kolonilerini
içeren kovanların kullanımı, zamanı geçmiş ilaç kullanımı gibidir.
• Tüm sera bölgelerinde istenildiği tarihte temini güçtür.
• 10 OC’nin altında ve 35 OC’nin yukarısında, bombus arılarının
çalışması azalır. Zaten bu ekstrem sıcaklıklarda bol canlı çiçek
teşekkül etmediğinden başarı oranı düşer.
• Zirai mücadele ilaçlarının büyük bir kısmı bombus arılarına
zararlıdır. Etki süresi uzun ilaçların kullanılmaması, etkili pek çok
pestisitin 7–8 günde bir kullanılma zorunluluğu, ilaçlama yaparken
kovanların her seferinde 1–3 gün sera dışında alınmaları üreticiyi
zor durumda bırakmaktadır.
• Bombus arılarının seradan kaçmasını önlemek için tül gerekebilir.
• CO2 uygulamalarında, yüksek konsantrasyonlar arılar için
zararlıdır.
• Bombus arılarının aktivitesi için kovan içine konan şerbet az,
yeterli değil ise günde bir şekerli su eriyiği yapıp kovan içine koymak
gerekir.
Bombus Arılarının Yaygınlaşmasını Yavaşlatan
Nedenler
Ülkemizde bilinçsizce yapılan pestisit uygulamalarının varlığı
uzun zamandan bu yana bilinmektedir. Eğitim düzeyi düşük
küçük aile işletmelerinin çoğunluğunu oluşturduğu örtü altı sebze
üreticilerine, bu konuda gereken uyarılar yeterince yapılamadığı
için yoğun pestisit kullanımı uzun yıllardan beri devam etmektedir.
Bu durum özellikle bombus arılarının yaygınlaşmasını önemli
derecede sınırlamaktadır. Bombus arılarının yayımı konusunda
faaliyet gösteren özel firmaların, pestisitlerin kullanımı konusunda
yaptığı özverili çalışmalara rağmen, üreticilerin bu olumsuz
alışkanlıklarının önüne geçilememiştir (Ateş, 2000).
Bombus arılarının sağladığı avantajlardan yararlanabilmek
için, bombus arısı kovanlarının nasıl kullanılacağının bilinmesi
gerekmektedir. Pestisitlerin kullanılmasının yanında, bitki besleme
ve yetiştirilmesi konularında da üreticilerin yeterli bilgi düzeyinde
olması başarı şansını artırmaktadır. Aksi takdirde üreticilerin
arzulamadığı olumsuz sonuçlarla karşılaşılmaktadır. Bombus arıları
konusunda faaliyet gösteren firmalar yaygın teknik servis ağına
sahip olmasına rağmen, küçük aile işletmelerinin çokluğundan
dolayı beklenen düzeyde teknik destek yapabilme konusunda
sıkıntılar yaşamaktadır (Ateş, 2000).
Bombus Kullanımının Bazı Olumsuzlukları
Bütün bunlara rağmen sera tarımında polinasyon için yaygın
bombus arı kullanımının beraberinde getirdiği bazı olumsuzluklar
da bulunmaktadır. Bunlar şu şekilde özetlenebilir (Genç, 1995);
• Her şeyden önce, bombuslara ihtiyaç duyan sebze
yetiştiricileri fazla bir harcama yapmayı gerektirmeyen ve daha

nitelikli oldukları için doğadaki bombus ana arılarını toplamakta
ve bu ana anlarla koloni oluşturmaktadırlar. Bu uygulama yaygın
olarak yapıldığından doğadaki bombus populasyonu azalmakta
ve biyolojik denge alt üst olmaktadır.
• Bir bölgeden toplanan koloniler başka bölgelere, ülkelere
ve hatta kıtalara nakledilmekte ve yerel popülâsyonlarda genetik
karışmalar ortaya çıkarak genotipik varyasyon azalmaktadır.
• Her canlı kendi doğal yayılma bölgesinde daha etkili
olabildiği ve daha iyi yaşayabildiği için başka bölgelerden getirilen
bombus arıları taşındıkları yeni bölgenin çevre koşullarına
yeterince adapte olamamaktadırlar.
• Arı nakilleri sonucu coğrafik farklılıkların azalması
bombus arıları ile ilgili hastalık ve parazitlerin hızla yayılmasına ve
beklenmedik sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına yol açmaktadır.
Bu nedenlerle bombus arılarının üretim ve kullanılmasında
gereği kadar dikkatli olunmalı ve üretilen yeni koloniler de kendi
doğal yayılma bölgelerinde kullanılmalıdır (Genç, 1995).
Sonuç ve Öneriler
İnsan sağlığı için çeşitli zararları ortaya konulmuş bitki
düzenleyicilerin kullanılmaması, bunun yerine meyve kalitesini
ve verimini arttıracak bombus arılarının kullanılması hem üretici
ve hem de tüketici açısından son derece önemlidir. Üretici ve
tüketici bazında bu denli öneme sahip bombus arılarının üretimde
kullanılması için üreticilere gerekli bilgi ve deneyimler aktarılarak
bombus arılarının kullanımının yaygınlaştırılması sağlanmalıdır
(Ayaz ve ark., 2007). Arılar bitkisel üretimin vazgeçilmez bir
parçasıdır ve bilimsel bulgularla arıların bitkisel üretime katkıları
kesin olarak saptanmıştır. Günümüzde tarımda gelişmişlik,
hem kalite ve verimi mümkün olduğunca arttırmak hem de bu
işlemi daha az gübre, hormon ve kimyasal kullanarak biyolojik
yöntemlerle gerçekleştirmektir. Seracılık sektöründe bombus
arısı kullanımı bu açıdan oldukça önemli bir uygulamadır (Gürel,
1997).
Bombus arılarının kontrollü olarak üretimi, doğaya
verilmesi ve polinatör böcek olarak seracılıkta kullanılması
doğadaki biyolojik dengelerin korunmasını, üretimde kalite
ve kantitenin artırılmasını ve üretim maliyetinin azaltılmasını
sağlamak açısından büyük önem taşımaktadır. Bu uygulama ile
hormon ve ilâç kullanımı büyük ölçüde azalacak ve daha sağlıklı
üretim yapmak mümkün olacaktır. Oldukça önemli bir sera alanına
sahip olması ve seracılığın her geçen gün daha da gelişmesi
nedeniyle, bombus arıları Türkiye’de de seracılıkta vazgeçilmez
bir üretim aracı olmalıdır. Bu amaçla ülke coğrafyasındaki türler,
bunların biyolojileri ve laboratuvar koşullarındaki seri üretim
teknikleri ile seracılıkta kullanım yolları araştırılıp yetiştiricilere
öncülük edilmesi gerekmektedir (Genç, 1995).





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

....

..............................