4 Mart 2013 Pazartesi

İTALYA ARICILIK SEKTÖRÜNDEN İZLENİM VE ÇIKARIMLAR


Arıcılık Araştırma İstasyonu
Müdürlüğü AB Proje Ofisince
Hayatboyu Öğrenme Programı
Leonardo Da Vinci Hareketlilik
Programı kapsamında, İtalya’nın
Arıcılık Sektörünü inceleyerek iyi
uygulamaları örnek almak hedefiyle
hazırlanan Avrupa ve Türkiye Arıcılık
Sektörü Kıyaslaması isimli proje
için 14 kişilik ekip ile 22-28 Nisan
2012 tarihleri arasında İtalya’da bazı
sektör işletmelerine ve kuruluşlarına
inceleme ve araştırma ziyaretleri
gerçekleştirilmiştir.
Bu çalışma
ziyaretinden edindiğimiz bilgilere ve
İtalya Merkez Arıcılar Federasyonu (FAI)
kayıtlarına göre İtalya’da.1.200.000
koloni yaklaşık 80.000 arıcının elinde bulunmakta olup bunların
%10’u profesyonel, %20 si yarı profesyonel, kalan % 70’i ise hobi
olarak arıcılık yapmaktadır. Arıcılık yapanlar arasında kadınların
oranı ise yaklaşık %30’dur. Bu koloni varlığıyla İtalya, AB ülkeleri
içinde 4. sırada olup yılda 10.000-15.000 ton bal üretmekte ve
12.000-15.000 ton bal ithal etmektedir. İtalya’da 30 çeşit bal
üretilmektedir. İtalyan tüketicilerinin bal tercihinde balın botanik
kaynağı ilk sıradadır. Daha çok akasya balı ve korunga balı tercih
edilmektedir. 1 kg bal marketlerde 9-11 Euro’ya satılmaktadır.
Türkiye’de arıcılıkla ilgili bazı mevzuatların AB’ye uygun hale
getirilmiş olmasıyla İtalya arıcılığı ile Türkiye arıcılığı arasında büyük
ölçüde benzerlikler görülse de bu mevzuatların uygulanmasında
farklılıklar bulunmaktadır. İtalya gerek koloni varlığı, gerek verim
açısından ve gerekse bakım besleme açısından Türkiye’den daha
ileri seviyede olmasa da eğitim, denetim, pazarlama, araştırma,
mevzuat gibi konularda model olabilecek örneklere sahiptir.
Sektörü bütünüyle ele aldığımız bu proje kapsamında öne çıkan iyi
uygulamaları, teknolojileri, araştırma konularını ve çıkarımları şu
şekilde özetlemek mümkündür:
1-Kovanların kök bitkilerinden imal edilmiş kök boyalar ile
boyanması
İtalya’da kovanlar kök
boyalarından elde edilen ve
üretimi sanayi boyutunda olan,
piyasada kolayca bulunabilen
organik boyalar ile boyanmaktadır.
Böylece kovandan kaynaklanan
kalıntı riski ortadan kalkmaktadır.
Türkiye’de arıcılık yönetmeliğinde
belli bir geçiş süresi verilerek
kovanlarda tamamen kök boya
veya organik boya kullanımı
zorunlu hale getirilmelidir. Bunun
için bir pilot çalışma Ordu’da başlatılabilir2-Balın oteller, restoranlar ve kafelerde tatlandırıcı olarak
kullanılması
İtalya’da otellerde ve kafelerde özel ambalajlı ballar
alternatif tatlandırıcı olarak sunulmaktadır.
Okullarda uygulanan
okul sütü projesi gibi okul
balı projesi de Gıda Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı ile Milli
Eğitim Bakanlığı arasında
yapılacak bir protokol ile
gerçekleştirilmesi tüketimi
teşvik ve pazarlama açısından
yararlı olacaktır. Bu iki proje ballı
süt projesi olarak geliştirilebilir.
Çocukların bala özendirilmesi
ve böylece sağlıklı bir nesil yetiştirilmesi açısından önemli bir
proje olacağı düşünülmektedir. Ayrıca otellerde, restoranlarda ve
kafeler de alternatif tatlandırıcı olarak özel ambalajlı bal sunulabilir.
Bal işleme ve paketleme şirketlerinin piyasaya bu amaçla ürün
çıkarması yerinde olacaktır.
3-Bala ısıl işlemin uygulanmaması ve krem veya kristalize
bal tüketimi
İtalya’da marketlerde ve işleme paketleme tesislerinde
balların kristalize şekilde olduğu ve tüketimin bu şekilde yapıldığı
görülmüştür. Türkiye’de de kristalize veya krem balların tüketimi
konusunda tüketiciler bilinçlendirilmeli ve özendirilmeli, bala ısıl
işlem uygulanması önlenmelidir. Bakanlığımız ile Arı Yetiştiricileri
Merkez Birliği, BALDER, TRT ve diğer medya kuruluşları arasında
ortaklaşa kampanyalar düzenlenmeli, kristalizasyon konusunda
bilimsel çalışmalar yapılmalıdır.
4-Arıcı Yetiştirme Eğitimleri
Arıcı yetiştirme eğitimleri
AB ülkelerinde ve İtalya’da 3
aşamalı olarak yürütülmektedir.
Arıcı olmak isteyenler öncelikle
kitap, dergi, CD, broşür gibi
dokümanlarla arıcılık ile ilgili
bilgi sahibi olmakta, ikinci aşama
olarak profesyonel arıcılardan veya
çiftliklerden arılıkta uygulamalı
eğitim almakta ve son olarak
da kişi arıcılığı ve arı dünyasını
anladıktan sonra uzman teknik
elemanlar tarafından ileri teknikler
verilerek bir formasyon eğitimi
almaktadırlar.
Türkiye’de ise 40 veya 80 saatlik teorik konulara dayalı Halk
Eğitim Kurslarıyla arıcı olunabilmektedir. İtalya’da uygulanan sistem
biraz daha geliştirilerek 3 aşamalı bir arıcı yetiştirme programı
hazırlanmalı ve uygulanmalıdır.
5- Kadın arıcıların oranının %30
olması
Bu oran oldukça etkileyicidir.
Türkiye’de kadın arıcılarımıza ait işletme
sayılarının artırılmasına yönelik projeler
yapılmalıdır. Araştırmalar göstermiştir
ki kadın arıcıların işletmeleri daha
muntazam, daha hijyenik ve mevzuatlara
uygun üretim gerçekleştiren işletmelerdir.
6- Bal Kraliçesi şehri Tornareccio
Abruzzo eyaletinde bulunan Tornareccio Kasabası tüm
İtalya tarafından “City of Queen Honey” Bal Kraliçesi Şehri olarak
bilinmektedir. Bu tanınmışlığın en büyük nedeni sokaklarında
mozaikten yapılmış arı ve bal figürlerinin bulunmasıdır.
Türkiye’nin bal başkenti olarak gördüğümüz, Ordu ilinde
benzer bir uygulama yapılarak ve medyayı da kullanarak Ordu ilini
ve Ordu ili ile bütünleşen balı tanıtabiliriz. Bu konuda bir proje
hazırlanmalı, Ordu’nun bir kasabası veya bir sokağı arı ve arı ürünleri
figürleriyle, resimleriyle donatılabilir.Yine geçmişten günümüze
arıcılığı bir film gibi gözlerimizin önüne serebilecek arıcılık
müzesinin kurulması şehrimizin tanıtımına destek sağlayacaktır.
7. Organik Ürünler Marketi Kurulması
Abruzzo’da organik ürünler marketi kurulum aşamasında
olup yerel yönetimler tarafından vergi indirimi, yer tahsisi gibi
teşvik uygulamaları ile üreticiler desteklenmektedir

Türkiye’de her ilde organik
olarak üretilmiş yöresel ürünler
özel olarak oluşturulacak alanlarda
serbest bölge uygulamaları veya vergi
indirimleri yapılarak organik marketler
oluşturulmalıdır. Bu marketlerde arı
ürünleri uygun koşullarda üreticiler
tarafından satışa sunularak tüketiciye
doğrudan ulaşılmalıdır.
8. Arının Polinasyonda Kullanılması
İtalya arıcıları çiftçilerin polinasyon
amaçlı koloni kiralama tekliflerine olumlu
cevap vermektedirler. Bitkisel üretim
yapan çiftçiler polinasyonda arının
öneminin farkındadırlar.
Türkiye’de çiftçilerimiz polinasyonun önemini henüz
anlayabilmiş değildir. Arıcılarımız hala yer kirası vermeye devam
etmektedirler. Polinasyonun önemini ortaya koyacak bilimsel
çalışmalar yapılmaya devam edilmeli, bu araştırma sonuçları
çiftçilere iletilmelidir. Kurumumuzun kivi polinasyonunda
arının önemini ortaya koyduğu çalışma, ilimizde oldukça ses
getirmiştir. Benzer çalışmaların diğer ekonomik tarımsal ürünlerde
de gerçekleştirilmesi yararlı olacaktır. Böylece polinasyonun
önemi anlaşıldığında arıcılık sektöründe yeni bir arıcılık modeli
gelişecektir. Bu modele Polinasyon Arıcılığı denilebilir. Bu model
çeşitli sübvansiyonel yaklaşımlarla desteklenmelidir.
9.Arıcılık Eğitim Uygulama Çiftliği
İtalya’da bölgelerin en önemli tarımsal geçim kaynakları
için eğitim ve uygulama çiftlikleri oluşturulmuştur. Arıcılık eğitim
ve uygulama çiftlikleri de bunlardan biridir. Abruzzo’da yaklaşık
50 adet tarımsal eğitim ve uygulama
çiftliği bulunmaktadır. Anaokulundan
liseye kadarki dönemde bu çiftliklerde
belli bir program dahilinde çocuklara
arı ve arıcılık tanıtılmakta ve
öğretilmektedir. Bu organizasyon Tarım
ve Eğitim Bakanlığı’nın ortaklığında
gerçekleştirilmektedir.
Türkiye’de de iller bazında
önemli ekonomik tarımsal ürünleri
konu edinen eğitim uygulama çiftlikleri
ilgili bakanlıkların, meslek örgütlerinin
veya birliklerin organizasyonu ile kurulmalı, örgün eğitimdeki
öğrencilerin bu çiftliklerde eğitim alması sağlanmalıdır. Böylece
toplumun bölgelerinin geçim kaynağı olan tarımsal ürünler
konusundaki farkındalığı artırılmış, bakış açısı değiştirilmiş olacaktır.
Sürdürebilir bir tarım için bu gereklidir. Arıcılık Türkiye ekonomisi için
oldukça önemli bir tarımsal faaliyettir. Ordu, Muğla, Sivas, Adana
gibi illerimizin ekonomik tarım faaliyetleri içerisinde ilk sıralarda
yer almaktadır. Bu gibi illerde arıcılık eğitim ve uygulama çitlikleri
kurulması, böylelikle kovandan sofraya arı ürünleri serüveninin
bilinmesi, arıcılık sektörünün geleceğine umutla bakılmasını
sağlayacaktır. Özel Uygulama ve Eğitim Çiftlikleri kuruluncaya kadar
Bakanlığa bağlı araştırma kuruluşları bu programı uygulayabilir.
İlimiz için şöyle bir model geliştirilebilir. Büyük ölçüde alt
yapısı olan Arıcılık Araştırma İstasyonu Müdürlüğü ile Milli Eğitim İl
Müdürlüğü arasında bir protokol yapılarak, Valiliğimizin destekleri
ile anaokulu ve ilköğretim okulu öğrencilerinin bir program
doğrultusunda en azından 1gün boyunca eğitim ve öğretimi
gerçekleştirilebilir.
Ayrıca Arıcılık araştırma İstasyonu
Müdürlüğü teknik personelinin
profesyonel yardım alarak çocuklara
yönelik bir tiyatro oyunu hazırlaması
ve okullarda ve tiyatro salonlarında
gösteriler yapılması oldukça faydalı
olacaktır.
10. Arıcılık Fuarı
İtalya’da Abruzzo’da her yıl kasım
ayında arıcılık fuarı düzenlenmektedir.
Dünya arıcılığındaki yerimiz dikkate
alındığında bölgesel küçük ölçekli fuar
ve kongreler yerine dünyadaki arıcılık alanındaki gelişmeleri üretici
ve tüketici boyutu ile gözlemlenebilineceği uluslararası arıcılık ve arı
ürünleri fuarı düzenlemeli ve geleneksel hale getirilmelidir

11. İtalya’da balın nem oranı
İtalya’da balın nem oranı önemli bir kalite kriteri
olarak görülmektedir. Baldaki nem fazlalığı dehidratörler ile
uçurulmaktadır. Türkiye’de bazen bilinçli, bazen bilinçsiz yapılan
erken hasat nedeniyle nem fazlalığı sorun oluşturabilmektedir.
Uygun ebat ve kapasitelerde üretilecek olan dehidratörlerle balın
suyunun uçurulması iyi bir çözüm olarak görülebilir.
12. İzleme, kontrol ve denetim mevzuatı
İtalya’da üç farklı denetleme organizasyonu vardır. Bunlar:
1-ASL(Devlet Sağlık Sistemine bağlı bir kurum) tarafından
denetlenme (Gıda yönetmeliğinin kontrolü)
2- Hijyen Polisi (NAS) tarafından denetlenme (HACCP
Denetimi)
3-Özel Denetim Kuruluşları bünyesindeki gıda dedektifleri
tarafından denetlenme
Bu kuruluşlar arılık, HACCP, ürün analiz ve kontrollerini
gerçekleştirmektedirler. İtalya’da kovan takip sistemi yoktur, bunun
yerine işletme takip sistemi bulunmaktadır. İtalya’da etiket bilgileri
ürün izlenebilirliğine imkan tanımaktadır.
Türkiye’de arılık denetimi yapılmamaktadır. İzleme ve
kontrol amaçlı analizler genelde marketlerden alınan mamul
ürünlerde yapılmaktadır. Denetimlerden Gıda Tarım ve Hayvancılık
İl Müdürlükleri sorumludur. Özel laboratuarlar ve gıda kontrolörlüğü
müessesesi bulunmamaktadır. Kontrolörlük mekanizmasının özel
gıda kontrolörlük şirketleri tarafından yapılabilmesi, hızlı sonuç
almaya, istihdam yaratmaya vesile olabilir. Ayrıca mutlaka arılık
denetimleri yapılabilmeli, gıda güvenliğinin üretimden başladığı
unutulmamalıdır. Türkiye’de ürün ambalajlama ve etiketleme
konularında ciddi çalışmalar yapılarak ambalajsız ve etiketsiz
ürünlerin pazara çıkmasına engel olunmalıdır. Bir ürünün nerede
ve ne zaman hangi işletme tarafından üretildiği etiketlerde yer
alabilirse, olumsuzluklarda ciddi yaptırımlar uygulanabilir ve
sorunlar kaynağında ortadan kaldırılabilir.
13.Üretim- depolama-işleme-pazarlama
İtalya’da küçük üreticiler ürettiği balı kendisi işleyip
paketleyip pazarlamaktadır. Orta ve büyük üreticilerden işleme
paketleme tesisi olanlar ürünlerini işleyip, paketleyip marketlerle
anlaşma sağlayabileceği gibi dağıtıcı firmalarla anlaşarak da
market ağlarına ürünlerini sokabilmektedir. Yine bu büyük
arıcılar ürettikleri balı bir kooperatif veya birlik kanalı ile işletip
pazarlanmasını sağlayabilmektedir. Diğer bir yol da, balın aracıya
satılmasıdır, ancak bu yol Türkiye’nin aksine pek tercih edilmeyen
bir yoldur. Türkiye’de arıcılarımızın ürettiği balın kendilerince işlenip
paketlenmesi kısa vadede mümkün görünmemekle birlikte, birlikler
ve kooperatfiler tarafından kurulan veya kurulacak modern ve
hijyenik tesislerde kendi markalarıyla pazarlamaları uygulanabilir
görünmektedir.
14.Hastalıklarla Mücedele
İtalya’da Varroa ile hem mekanik hem de kimyasal mücadele
yöntemleri kullanılmaktadır. Oksalik asit uygulaması yaygın olarak
yapılmaktadır. Ekonomik krize kadar Amerikan Yavru Çürüklüğü
(AYÇ) hastalığına tazminat ödenirken bugün herhangi bir tazminat
ödenmemektedir.
Türkiye’de de yavaş yavaş organik ilaçlar kullanılmaya başlanmış
olsa da yeterli seviyeye ulaşılamamıştır. Balda kalıntı bırakmayan
organik ilaçların kullanılması desteklenmelidir. 2012 yılından
itibaren ülkemizde AYÇ yarı tazminatlı hastalıklar içerisinde yer
almaktadır. Bu durum suistimallere neden olabilir, iyi denetleme
ve izleme programları gerektirebilir. Araştırma kuruluşları da
hastalıklar ve zararlılar konusunda daha fazla araştırma yapmalıdır.
AB’nin destekleme politikası da bu araştırmalara yöneliktir.
15. Desteklemeler
İtalya’da arıcılığa gerek İtalyan gerekse AB fonlarından
maddi destekleme yapılmamaktadır. Türkiye’de arıcılık sektörüne
koloni desteklemeleri, ürün desteklemeleri yanında 2012 yılından
itibaren tazminatlar, sosyal arıcılık projeleri, hibeler gibi teşvik
ve desteklemeler yapılmış ve yapılmaya devam edilmektedir. Bu
desteklerin daha dikkatli takip edilmesi, denetlenmesi ile haksız
kazançların önüne geçilerek sektörün gelişmesi sağlanabilir


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

....

..............................