17 Nisan 2013 Çarşamba

Kafkas Arı Irkının Gen Kaynağı Olarak Önemi ve Irkın Özellikleri

Dünyadaki arı gen kaynakları
merkezlerinden birisi konumunda olan
Anadolu coğrafyasının önemli arı gen
kaynaklarından biri de Kafkas arısıdır. Dağ
tipi bu ırkın önemli bir varyetesidir. Dağ tipi
Kafkas arısında renk siyahtır. Biçim, büyüklük
ve kıl örtüsü bakımından karniyol arılarına
benzerler. Vücut yapısı orta irilikte ince uzun,
karın incedir. Kitin koyu esmer renktedir. Kıl
örtüsü daha açık gridir. İşçi arıların kıl rengi
kurşuni gridir, erkek arların göğüslerinin kıl
rengi siyahtır. Dağ tipi Kafkas arı ırkının tüm

abdomen halkaları siyahtır. En uzun dilli arı
ırkı olup, dil uzunlukları 6,7 – 7,2 mm’ dir. Kıl
uzunlukları kısa (0,30–0,40 mm) ve kıl örtüsü
siyahtır.
Kafkas arısının (Apis Mellifera
Caucasıca) ana vatanı Orta Kafkasya’nın
yüksek vadileri (Gürcistan, Azerbaycan ve
Kuzey Kafkaslardır) olarak bilinir. Türkiye
de yayılma alanı, Kuzey Doğu Anadolu’
da Kars, Ardahan ve Artvin illerine kadar
uzanmaktadır.
Ardahan ili Posof ilçesi ve tüm köyleri
dahil ve Artvin ili Borçka İlçesine bağlı Camili
havzasında bulunan 6 köy Kafkas arı ırkının
farklı ekotiplerini barındırdığı için Tarım
ve Köyişleri Bakanlığı, Tarımsal Üretimi
Geliştirme Genel Müdürlüğü 2000 Yılında bir
genelge ile bu bölgeleri Kafkas Arı Irkı İçin
izole bölge ilan etmiş ve koruma altına almış
ve Gen Kaynaklarının Yerinde Muhafazası“
projesi kapsamında Kafkas Arı Irkı (Apis
Mellifer Caucasica Garbasthov) yerinde
muhafazası çalışmaları devem etmektedir.
Proje kapsamında her iki bölgede
toplam 6960 koloni koruma altına alınmış
olup, bu kolonilerde ırkın yetiştirici elinde
muhafaza çalışmaları sürdürülmektedir.
boyunca insanlar tarafından doğallığından şüphe
duyulmayan, sevilerek tüketilen, sağlık koruma
amaçlıda kullanılan ürünler olmuştur. (Dadant 1984,
Gürel ve ark. 2004)
Arı yetiştiriciliğinin eski Mısır’da başladığı
Mezopotamya, Anadolu ve Avrupa’nın arıcılığın
gelişim sürecinde önemli yer tuttukları; 17. yüzyılda
ise göçmenler ile yenidünya ülkelerine taşındığı ve
bugün kutuplar dışında tüm yerleşim alanlarında
yapıldığı bilinmektedir. (Fırat ve ark. 2000,)
Anadolu, arkeolojik bulgulara göre, arının
ve arıcılığın bulunduğu en eski kara parçalarından
biridir. İklim çeşitliliği ve topoğrafik yapısı sonucu
oluşan kapalı bölgeler nedeniyle ülkemizde morfolojik
ve fizyolojik karakterler bakımından genotiplerekotipler
bulunmaktadır. Bu çeşitliliğe ülkemizi
çevreleyen ülkelerde yaşayan arı popülasyonlarının
da etkisi kaçınılmazdır. Nitekim, Kars, Ardahan
bölgelerinde Kafkas, Doğu Anadolu ve iç bölgelere
kadar uzanan geniş bir alanda İran. Trakya, Batı
Karadeniz’de İtalyan ve Güneydoğu Anadolu’da
Suriye arı ırklarının etkilerinden söz edilmektedir.
Ayrıca ülkemizde uygulanan yoğun gezginci, arıcılık
ile de genotiplerin yer değiştirmeleri ve etkileşmeler
genetik varyasyonu artırmaktadır.(Karacaoğlu ve
ark 1992)
Anadolu’nun kendine özgü topoğrafik yapısı,
çiçeklenmenin farklı bölgelerde yılın değişik
dönemlerinde gerçekleşmesi, Türkiye’yi arıcılık için
uygun bir ekolojiye sahip kılmaktadır. Nitekim arı
gen merkezlerinden biri sayılan Türkiye, 5 milyon
koloni varlığı ile Çin’den sonra dünyada ikinci,
yaklaşık 70 bin ton bal üretimi ile 4. ve kovan başına
14 kg bal verimi ile 8. sırada yer almaktadır. Türkiye
km2’ye düşen koloni sayısı bakımından oldukça
yüksek bir değere sahiptir. Bu nedenle başta bal
olmak üzere arıdan elde edilen ürünlerin üretimini
artırmada koloni başına verimi artırma hemen tek
seçenek olarak değerlendirilmelidir (Anonim 2006)
(Güler 2006)
Saf Irklar
Balarısı ırk bakımından ya saftır ya da
melezdir. Dünyada yaygın olanak Kafkas, Karniyol,
İtalyan gibi saf ırklar bulunmaktadır. (İnci 1995)
Saf ırk olarak vasıflandırılan arılar; hem
dünya üzerindeki orijinal olarak bulundukları bölge
itibarı ile hem de fizyolojik ve morfolojik özellikleri
nedeni ile diğer ırklardan ayrılırlar. Saf ırklar tür
içerisindeki bireylerden oluşan birimlerdir. Ortak
vücut özelliklerine sahiptirler. Bal arısı ırkları doğal
seleksi yon sonucu oluşmuşlardır. Tek örnektirler.
Her ırk doğal çevresine uyum sağlamıştır. Eski
Sovyetler Birliği Tarım Bakanlığı´nın tüzüğüne göre
“Bir ırkın kabul edilebilmesi için, aynı menşeli ve
dış görünümleri aynı olan arıların oluşturduğu, en
az 20.000 arı kolonisinin benzer biyolojik ve üretim
karakterlerini taşıması gerekir. Bunların dört kuşak
boyunca başka ırklarla kan bağı bulunmamalıdır.”
denilmektedir.
Apis Mellifera Caucasica bir ırktır. Bu ırkın
orijinal olarak bulunduğu bölge Kafkasya Dağlarıdır
ve bu ırkın kendisine özel ve diğer ırklardan farklı
olduğunu belirten fizyolojik ve morfolojik özellikleri
bulunmaktadır.(İnci 1995) Anon,2008./1
Bal arıları (Apis mellifera L.) yeryüzünde
çok değişik ekolojik koşullara uyum göstermiş
olup; morfolojik, fizyolojik ve davranış özellikleri
bakımından geniş bir varyasyon göstererek
birbirinden farklılıklar ve her ırk içerisinde değişik
ekotipler ortaya çıkmıştır (Rutner.1988)(Dodoloğlu
ve ark 2004)
Bal arılarında tanımlama ve sınıflandırma
çalışmalarında kullanılan karakter sayısı günümüzde
42’ye kadar çıkmaktadır. Buna karşın birçok
araştırıcı, her arı ırkı ve tipinde ele alınması gereken
karakter sayısının değişebileceği ileri sürmektedir.
Du Praw’a (1965) göre, ön kanat hücrelerinde 13
açı ve 2 uzunluk ölçümü ile ırk tanımlaması güvenilir
biçimde yapılabilmektedir.(Karacaoğlu ve ark1992)
Türkiye’de son yıllarda mevcut balarısı
popülasyonlarının çeşitli morfolojik fizyolojik ve
davranış özellikleri itibari ile tanımlanmasına
yönelik çalışmalar yapılmaktadır. (Fıratlı ve
ark.,1992,Dülger C.,1997) Fakat arı ıslahına temel
oluşturması gereken bu tip çalışmalar programlı
bir ıslah çalışması çerçevesinde yürütülememekte
dolayısıyla da bu yönde yapılan araştırmalar
popülasyonların tanımlanmasından öteye
gidememektedirler. Yapılan çalışmalarda saptanan
 orijinal geno tipler göçer arıcılığın etkisi ile zamanla
kaybedilmektedirler. (Dodoloğlu ve ark. 2004)
Türkiyedeki Arı ırklarını kanat damar
açılarından yararlanarak birbirinden ayırım
ve sınıflanmasını diskiriinant analiz yöntemi
uygulanılarak doğrulukla saptayabilmişlerdir.
(Rutner 1986) Kanat damarlanma şekil ve açılarını
Anadolu arı genotiplerinin ve özellikle Kafkas ve
korniyol ırklarının ayırım ve tanımlanmasında önemli
olduklarını vurgulamıştır. (Güler ve ark. 2004

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

....

..............................